Depresyon
İçerik
Depresyon Nedir?
Duygulanım, bireyin uyaranlara, olaylara, düşüncelere, anılara, neşe, öfke, üzüntü gibi duygusal tepkiyle katlanabilme yetisidir. Duygudurum ise bireyin belli bir süre belli sınırlarda belli tip bir duygulanım içinde oluşudur. Daha somut bir örnekle belirtmek gerekirse duygulanıma hava durumu, duyguduruma ise iklim diyebiliriz. Duygudurum tipleri üç başlıkta incelenir: normal, çökkün ve yükselmiş. Normal duygudurum belli sınırlar içinde dalgalanmalar gösterir.
Çökkün duygudurumda üzüntü, elem, keder baskındır. Yükselmiş duygudurumdaysa tam tersine neşe, coşku ve öfke baskındır. Psikolojide depresyon, duygudurum bozukluklarının içinde ele alınır. Duygudurum dönemlerinden depresyon dönemi, kişinin hayattan zevk alamadığı, çökkünlük hissettiği, durgun ve suskun olduğu dönem olarak adlandırılır. Depresyon, derin üzüntülü bir duygudurumu içinde düşünce konuşma ve hareketlerde yavaşlama, değersizlik, küçüklük, yetersizlik, isteksizlik, duygu ve düşünceleri ile fizyolojik işlevlerde yavaşlama gibi belirtilerle seyreden bir patolojidir.
Rakamlarla Depresyon ve Yaygınlığı
- Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünya üzerinde her yaştan 350 milyon insan depresyon yaşamaktadır.
- Kişilerin yaşam boyu depresyon yaygınlığı %9-20 arasında değişmektedir.
- Cinsiyet bazlı bakıldığındaysa yapılan araştırmalar kadınlarda %10-25, erkeklerdeyse %5-12 oranlarında olduğunu göstermektedir.
- Ülkemizdeki yaygınlığının ise %10 olduğu başvuru sayılarına göre saptanmıştır.
- Depresyonun genel olarak başlama yaşı 20-50 arasındaki dönemde değişmektedir. Ortalama olarak ise 40 yaştır. Başlangıç yaş ortalaması gittikçe düşmektedir.
- Hastaların 2/3’ünde özkıyım (intihar) düşünceleri görülür.
- Bedensel yakınmaların oranı ise %25’tir.
- Yapılan araştırmalar sonucunda depresyonda ırk, sosyoekonomik düzey farkı belirlenememiştir.
Depresyon Belirtileri
Depresyon yaşayan kişiler çökkün, kederli ve mutsuzdur. Sözel olarak ya da yüz görünümlerinden yaşadıkları bu duygudurumları dışarıdan anlaşılmaktadır. Baş öne eğik, omuzlar çökük bir duruş, alın ve yüz çizgileri belirgin kederli, sıkıntılı ve tedirgindir. İlgi istek azlığı ve anhedoni (haz yitimi) bu kişilerin duygudurum alanlarında görülen en belirgin durumlardır. Depresyondaki bir kişi daha önceden yaparken zevk aldığı şeyleri şimdi yapmak istemeyebilir. Tutarsız ve aşırı davranışlar sergileyebilir. Depresyondaki kişiler bazı hatalı düşünce içeriklerine sahiptirler.
Kişi kendisini her konuda yetersiz hisseder, değersizlik hissi yaşar. Kendisini o kadar değersiz görür ki bazen bir sineğe, böceğe bile kendisini benzetebilir. Yaşadığı kötü olayların sorumlusu olarak hep kendisini görür. Suçluluk duyguları içindedir ve cezalandırılması gerektiğini düşünür. Bu kadar kötü bir ruh haline girdikten sonra kişinin günlük hayatta yaptığı aktiviteleri de etkilenir ve işlevselliği bozulmaya başlar.
Kişinin işlevselliğinin ne kadar etkilendiği genellikle bedensel belirtilerinden belli olur. İlk olarak çoğunlukla bu durum uykularında kendisini gösterir. Kişi ya hiç uyuyamaz ya da çok uyur. Uyku ile ilgili bir diğer durumsa kişinin uykuya dalmakta güçlük yaşamasıdır. İştahında da bozulmalar yaşar. Ya boğazından hiçbir şey geçmez, hiçbir şey yemek istemez ya da kendisini tamamen yemeye verir. Belirli bir pozisyonda saatlerce kalabilir (katatoni), belirli bir harekette kalabilir (stupor). Cinsel isteksizlik ve kabızlık depresyonda görülen diğer fizyolojik belirtilerdir.
Belirtilerin bir kısmı da tutumlarda görülür. Depresyondaki kişinin özgüveni, enerjisi, benlik saygısı düşer. Kendini çok çirkin, değersiz, sevilmeyi hak etmeyen birisi gibi görmektedir. Eğer öğrenciyse okuluna, geleceğine ilişkin olumsuz tutumlar içindedir. “Asla iş bulamayacağım.”, “Sınavı kazanamayacağım.” gibi sözleri yeni mezun ya da öğrenci olan bir depresyon hastasından duymanız çok muhtemeldir. Davranış olarak ise rahatsızlık, yerinde duramama ya da hareketlilikte düşme, konuşmanın yavaşlaması şeklinde belirtiler seyreder. Çocuklarda depresyon davranışlarıysa biraz daha farklıdır. Depresyon yaşayan çocuk sözel olarak saldırgandır. Bağırma, etrafa saldırma, vurma, eşyaları kırma gibi yıkıcı davranışlar görülür.
Major Depresif Bozukluk Tanı Ölçütleri
Ardışık 2 hafta boyunca neredeyse her gün günün büyük kısmında ortaya çıkan aşağıdaki semptomlardan en az 5 tanesini bulunması gerekir. Semptomlardan biri depresif ruh hali ve ilgi istek kaybı olmalıdır.
- Depresif ruh hali üzüntü, çökkünlük, boşluk, çaresizlik hissi
- İlgi ve zevk kaybı
- Uykusuzluk veya aşırı uyuma
- İştah kaybı ya da kilo değişikliği
- Psikomotor retardasyon veya ajitasyon
- Düşük enerji
- Kötü konsantrasyon
- Değersizlik veya suçluluk düşünceleri
- Tekrarlayan ölüm veya intihar düşünceleri
Mevsimsel Duygulanım Bozukluğu
Mevsimsel değişikliklerle ortaya çıkan depresyon türüdür. Kış depresyonu ve yaz depresyonu olarak iki tipinden söz edilebilir.
Kış depresyonu sonbaharda başlar, kışın devam eder. Belirtileri artan uyku hali, kilo artışı, aşırı karbonhidratlı beslenme ihtiyacı, gerginlik, sinirlilik, insan ilişkilerinde zorlanma, ellerde kollarda uyuşma ağırlaşma, yorgunluktur.
Yaz depresyonu baharda başlar. Tipik depresyon belirtileri gösterir. Uyku, iştah azalır ve kilo kaybı vardır.
Pandemi ve Depresyon
Karantinada kalmanın insanlar üzerinde yalnızlık, uyuşukluk, eskiden yapılan şeylerden zevk alamama gibi etkiler yaptığından söz edilebilir. Ayrıca kişilerin bu süreçte spor yapamaması, öz bakımının azalması benlik saygılarını düşürmekte, canları sıkıldığı için yemek yemeleri de duygusal yeme tutumlarını artırmaktadır. Bu durum majör depresyonun tetikleyicisi olabilir. Kendi istekleri dışında alıkonulan virüsü kapmış ve tecrit edilen kişilerde, uzun süre kalıcı olabilen travma sonrası stres bozukluğu görülebilmektedir.
Stres hipokampusü olumsuz etkiler. İzolasyon uygulanan hastalarda anksiyete ve depresyon skorları daha yüksek olarak tespit edilmiştir (İlbaşı, 2014). Depresyonda olma kişinin karar vermesini, muhakeme yeteneğini olumsuz etkileyebilir. Yapılan çalışmalar depresyonun hipokampüsteki ekstra hücre ölümlerini artırdığını ve antidepresan etkisi veren bir büyüme faktörünü de baskılamakta olduğunu göstermiştir. Sosyal izolasyon yaşayan insanlarda hafıza kaybı, bilişsel kavrama problemleri ve depresyon görülmekte. Kaygıya bağlı olarak uykusuzluk yaşanması da yine bellek ve dikkat üzerinde olumsuz etki yaratabilir.
Bireylerin günlük hayatlarında ortaya çıkan bütün değişiklikler uyku düzenlerini de etkiler. Depresif duygudurum, sorumlulukların ortadan kalkması/ertelenmesi gibi boşluğun ve duygusallığın getirdiği bir düzensiz uyku hali ortaya çıkarır. Bu düzensizlik bireylerin bir kısmında az uyuma bir kısmında çok uyuma bir kısmında ise uyku saatlerinde değişikler olarak kendini gösterir. Yapılan araştırmaların birçoğunda kişiler uyku düzenlerinde değişiklik/bozulma olduğunu belirterek bunu desteklemişlerdir. İnsanların süreç içerisinde yaşadığı bu ve bunun gibi psikolojik değişimler kişilerin depresyon yaşamasına neden olmaktadır.
Depresyon Tedavisi
Psikolojik tedavilerin birkaç farklı formunun depresyonu hafifletmeye yardımcı olduğu gösterilmiştir. Beck ve meslektaşlarının tasarladığı Bilişsel Terapi, kişinin uyumsuz düşünce kalıplarının örüntülerini değiştirmeyi amaçlamaktadır. Bu yaklaşıma negatif şema ve bilişsel önyargılar depresyona neden olmaktadır. Terapist, depresyon yaşayan kişiye kendisi hakkındaki olumsuz görüşlerini değiştirmeye yardım etmeye çalışır. Aşırı genellemeler yapan, kendi bireysel yeteneklerini, sahip olduklarını göz ardı eden kişiye bu yanlış durumlarla çelişen kanıtlarını bulmasına yardımcı olur. Beck, bilişlerin yeniden yapılandırılmasının önemini vurgular.
Bilişsel yaklaşım, depresyonu açıklarken kendisine, dünyaya ve diğerlerine karşı olumsuz bir düşünce, davranış duygu işlemesinden bahseder. Depresyondaki kişinin kendisi ve hayat hakkındaki olumsuz düşüncelerini değiştirmesi, aktiviteler yapması için cesaretlendirilmesi adına profesyonel bir yardım ve tedavi süreci geçirmesi gerekmektedir. Denizli’de Kuğu Psikoloji Merkezi’nde Uzman Psikolog Bahar Bozbıyık tarafından bilişsel davranışçı terapi yöntemleriyle bu profesyonel yardım süreci gerçekleştirilmektedir.
Diğer Makaleler
Ne Zaman Psikolojik Yardım Almalıyım?
Psikolojik yardım almak için, yaygın kanının aksine, “delirmiş” ya da tamamen...
Panik Bozukluk Nedir?
Panik bozukluk tekrarlayan panik ataklar ile yeni bir panik atak geçirme...